Tutankamon un Lanetli Trompetleri

Yorum
Tutankamon'un Lanetli Trompetleri

Lanetli Boruları'nın sesi duyulduğundan beri dirlik düzen kalmadı; Mısır'da yine karışıklık hâkim... ''Ölüm, Firavun’un rahatını bozana, hızlı kanatlarla gelecektir!'' Laneti bizlerden uzak olsun ama.. Tutankhamon'un uğursuzluğu ve laneti üzerine pekçok hikâye ve gerçeklerle karışmış şehir efsaneleri vardır. Hakkında tek bir sır kaldı: Kolyesindeki taş... Aşağıda anlatığımız gibi taş bilinmezliklerle dolu ve belki o da çözülürse dünya tarihi değişecek...

Hiç kuşkusuz lanetli efsanesi, mezarı bulunduktan sonra yaşananlarla alâkalı olsa da sadece bu değildir. Sesini duyduğunuz Trompetlerinin de uğursuz olduğu öttürmenin uğursuzluk getirdiği inancı yaygındır. Kimileri, ''Savaş Borazanı'' olduğuna inanıyor ki Clavicula Salomonis, Clavicula Salomonis, Süleyman'ın Anahtarı, Hz Süleyman'ın güçleri2011'den 2013'e yaşananlar bunu kanıtlıyor...

Üzerinde Mısır Savaş Tanrısı 3000 yıl sonra ilk kez 1939'da BBC'nin kaydı için özel olarak çalınmış ve hemen ardından II. Dünya Savaşı başlamıştır. Huzurda çalınan Mısır Kralı Faruk akibeti de mâlum... II. Dünya Savaşı ve ardından 1948 Arap-İsrail Savaşı'nda alınan ağır yenilgi ve İngiliz işgalinin kaldırılamaması, kötü, yetersiz yönetimine ve sonunda Cemal Abdülnasır liderliğindeki Hür Subaylar Hareketi'nin 1952'de tahttan indirmesi...

Trompet Birinci Körfez Savaşı'ndan önce de çalınmış ve en sonda 2011 Ocak'ında Mısır'daki halk ayaklanmasından yaklaşık bir hafta önce üflemiş... Tunus'tan başlayıp bütün Afrika ve Arap coğrafyasını saran kaos, kan ve gözyaşını düşünürseniz trompetlerin sesi daha da sarsıcı gelecektir kulağınıza.

Trompetler, Tahrir Meydanı'ndaki kargaşa sırasında Mısır Müzesi'nin yağmalanması vak'asında hem öttürülmüş içine nefes üflenmiş hem de yerlerinden çalınmıştı. Mısır Tarihi Eserler Bakanı Zahi Havas, çalınan trompetlerin yağmalanan Tutankamon dönemine ait bazı eserlerle birlikte Kahire metrosunda bir çantanın içinde bulunduğunu açıklamıştı.

Geçmişe dönersek, Modern Mısır üzerindeki laneti de görebiliriz.

Radyo yayıncılığının ilk zamanlarında, yapımcılar trompetlerin sıradışı kayıt potansiyelini dikkate alarak Mısır Eski Eserler Kurumu'nu Kahire müzesinden bir yayınla antik trompet seslerini dünyaya duyurmaya ikna etmişti. Müzeyi yayın için ikna eden isimlerden Rex Keating, bir pazar günü öğleden sonra dünya çapındaki 150 milyon dinleyiciye ulaştıran sunucu olmuştu. Programda önce Tutankamon'un mezarını bulan Howard Carter'ın ekibinden Alfred Lucas'la bir mülakat yapmıştı.
sang real, sangreal Papyrus, New Coptic Gospel Papyrus, Hz. İsa Mecdelli Magdalalı Meryem ile evlenmiş, Koptik dilinde yazılmış incil papirüs, New Coptic Gospel Papyrus, Jesus said to them My wife, Karen L. King

Yayına bir kaç dakika kala fenerlerin sönmesi üzerine müze karanlığa bürünmüş ve trompetler mum ışığı eşliğinde çalınmıştı. Trompeti çalma girişimlerinde daha önce de aksilikler yaşanmıştı.

Gümüş trompeti Mısır Kralı Faruk'un huzurunda çalma girişimi, muhtemelen kullanılan modern ağızlığın uyumsuzluğu nedeniyle başarısızlığa uğramış, trompetin kendisi hasar görmüştü.
Lucas olay nedeniyle üzüntüden hastanelik olmuş, trompet ise sonunda onarılmıştı. Ancak Tutankamon'un laneti trompet kaydının peşini bırakmamış, ailenin sahip olduğu kayıt taşınmaları sırasında kırılmış. Lanetin sadece plağın kırılmasından ibaret olmadığına inanılıyor.

FİRAVUN'UN LANETİ VE TEK SIRRI
Lord Carnarvon, mezara girdikten sonra lahtini göremeden öldü; kapısının mührünü kıran Arkeolog Howard Carter ise, 1922'de mezarını tesadüfen bulduğunda arkeoloji tarihine geçmişti ama bu ona talih getirmedi, fakirlik içinde öldüğünde cenazesinde 2 kişi vardı.

Krallar Vadi'sinde hiç de bir Firavun'a yakışmayacak denli küçük ve Ramses'in mezarının molozları altında kalmış mezarına girildiğinden beri herkes onunla uğraştı, mezarına girenlerin çoğu ateşli hastalıklarla kimi şüpheli kazalarda öldü, bazıları da intihârı seçti. Son araştırma aslında lanetini de doğruluyor...

Hakkında tek bir sır kaldı... Belki o da çözülürse dünya tarihi değişecek...

Aslında büyük bir Firavun değildi, Mısır tarihinde pek bir önemi de yoktu ama Ramses'in molozlarının altında kalmasıyla mezarı soyguncuların gözünden yüzyıllar boyunca kaçmıştı. Arkeolojik değeri de mezarı bozulmamış ve hazinesinin tamamı bulunmuş tek Firavun olmasından kaynaklanıyor. 1922'den bu yana çok rahatsız edildi. Yüzü tekrar oluşturuldu, tomografisi çekildi, cesedinden DNA'sı alındı ve şimdi de ölüm nedeni tam olarak tespit edildi.

Burada laneti daha da dehşet verici olarak ortaya çıktı. Kırık bacağındaki komplikasyonlar ve bu komplikasyonların azdırdığı Beyin Sıtması nedeniyle öldüğü, sol ayağını yavaş yavaş kemiren Kohler dahil pek çok hastalığı bulunduğu açıklandı.

Bütün dünya şimdi The Journal of the American Medical Association-JAMA'da açıklananan DNA analizli bilgisayar tomografisi sonuçları ile soyağaçını konuşuyor.

Sıtma malum, ateşli bir hastalıktır ve onun mezarını açanların hepsinin sonuda ateşli hastalıklarla gelmişti.  

Araştırma sadece onun mumyası üzerinde değil 15 akrabasının mumyaları üzerinde yapıldı.

İki kardeşin evliliğinden doğmuştu. Babası Akhenaten annesi ise aynı zamanda Akhenaten'in kızkardeşi ''Mumya KV35YL''...

Bastonla yürüyebildiği; babasının yarık dudağını, dedesinin yumru ayağını da kalıtımsal birer miras olarak taşıdığı da kesinleşti.

TEK SIR...
Doğduğunda adı Tutankhaton, yani Aton'un yaşayan resmi idi; kendisi Tutankhamun yani
Heliopolis Yukarı Mısır hükümdarı, Amun`un yaşayan resmi adını seçti; tahta geçtiğinde ise adı
Neb-xprw-Ra oldu.

Şimdi geriye çözülememiş ve belki de asla çözülemeyecek tek sır kaldı hakkında kolyesindeki taş...king tut Pendant stone
Kolyesini süsleyen bu cam taşın nereden geldiği, kimler tarafından şekillendirildiği soru işareti...

Taşın Sahra Çölü'nde bulunan bir cam olduğu ve bir meteor çarpması sonucu oluştuğu fikri de ortaya atılmıştı fakat taşın kesilebileceği bir cam tabakasının oluşmasını sağlayacak denli büyük bir meteor çarpmasına dair Sahra'da bir iz yok.

Patlamada herhangi bir krater deliğinin olmaması göktaşı ihtimalini de devredışı bırakıyor. Üstelik bu kalınlıkta bir cam katmanının oluşması için gereken patlamanın atom bombasının onbinlerce katı olması gerekiyor ki, bu da dünyanın yokoluşu manasına gelir...

Böylesi bir patlama ancak Sahra Çölü’nde bulunan ve kolyesini süsleyecek kalınlıkta bir camın da meydana getirebilir. Halen cevaplanmayı bekleyen soru bu şiddete ulaşacak patlamanın yeryüzündeki kaynağı nedir?

Stonehange'in sırlarıDahası bu kalınlıkta bir camı nasıl şekillendirebildiler?

Böylesine bir patlama ilk kez 1994’te, Shoemaker-Levy kuyrukluyıldızı Jüpiter’le çarpıştığında meydana geldi. Hubble Teleskobu bu çarpışmada Jüpiter’in atmosferinde oluşan şimdiye dek bilinen en büyük ateş topunu görüntüledi.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Sayfa Başına Dön
-->