Bilgili bir hükümdar mı? Seks delisi mi? Hırslı bir anne mi? Yoksa Afrika kraliçesi mi? İnsanların Kleopatra hakkındaki görüşleri hemen hemen aynı: Güzel bir kadındı; ve oldukça ihtiraslıydı.
İşte Roma'yı sarsan Kraliçe Kleopatra'nın hikayesi...
Sadece hafif meşrep bir kadın değil, kraliçeydi
Bu enteresan kadını günümüze taşıyanlar aslında Hollywood yıldızları Theda Bara, Claudette Colbert ve tabi ki Elizabeth Taylor gibi ünlüler. M. Ö. 1. yüzyılda bu kadar zengin olmanın ne denli eğlenceli olduğunu beyaz perdeye aktardılar.
Mısır'ın eşsiz prensesiydi
M. Ö. 69 yılında doğan Kleopatra, "Auteles" yani "Flüt Çalan" olarak bilinen XII. Ptoleme'nin üçüncü çocuğuydu. Mısır, o zamanlar hala zengindi. Ne var ki, eski imparatorluk yavaş yavaş eriyordu. Makedonyalı sahiplerinden memnun olmayan yerliler son derece huzursuzdu.
Kralın gözde kızıydı
Flütçü, tahtına sahip çıkmak için sürekli Roma'ya giderek yardım istiyordu. Kleopatra'yı da daha 12 yaşındayken bu yolculuklardan birinde yanına almıştı. Böylece Kleopatra, Romalı tefecilerin, işlerin yürümesi için babasından 10.000 altın istediklerini görmüştü.
7 dil bilen entelektüel bir kraliçeydi
Kleopatra'nın iyi bir eğitim aldığı tahmin ediliyor. O dönemin tarihçilerine göre Kleopatra kendi dilinden başka İbraniceyi, Arapçayı, Farsçayı, Ermeniceyi, Habeşçeyi, ve Somali dilini hem okuyup hem yazabiliyordu.
Kardeşler arası entrikalar başlamıştı
Ptoleme, sadece buyruğu altındakilere değil, çocuklarına bile söz geçiremiyordu. Günün birinde uzaklardayken, en büyük kızı Tryphaena tahtı ele geçirdi. O öldürüldükten sonra da taht, ikinci kızı Berenice'ye geçti. Sonra da, Ptoleme Roma yardımıyla geldi ve onu idam ettirdi. En büyük çocuk olan Kleopatra'nın düşünüp bir çözüm bulması için çok nedeni vardı.
Kleopatra için zor bir hayat başlamıştı
Mısır'ın Romalılardan gelecek yardıma ihtiyacı olduğunu biliyordu. Ne var ki, bu yardım için para vermek devletin yoksullaşmasına neden oluyordu. Aile içinde de kendini kollaması gerektiği açıkça ortadaydı. Bir şeyler yolunda gitmiyordu ve düzelmesi gerekiyordu.
Artık Mısır'ın tahtı onundu!
M. Ö. 51 yılında, Kleopatra henüz 18 yaşındayken babası öldü ve krallık Kleopatra ile 10 yaşındaki erkek kardeşi XIII. Ptoleme'ye kaldı. Fakat hükümdarlıkta işler kötü gidiyordu. O yıl Nil taşmadığından tarım berbat durumdaydı. Yerli halkta, kökeni Makedonya olan hanedana karşı güvensizlik ve hatta nefret vardı. Bu melez yönetimden oldukça rahatsızlardı.
Sezar, Kleopatra'yla tanışacağını hissetmişti
Kardeşinin aklına giren harem ağası ve çevresindekiler yüzünden iktidardan uzaklaştırılıp Güney Mısır'daki Nil Vadisi'ne sürgüne yollandı. Bu arada Roma'da iktidar 3'e bölünmüş durumdaydı. Sezar, Pompei ve Crassus arasnda bölüşülen güç, pek parlak değildi. O dönemde kazandığı savaşlarla bu 3'e bölünmüş iktidarda ön plana çıkan Sezar, Kleopatra ve erkek kardeşini barıştırma niyetindeydi.
Büyük bir aşk başlamıştı
Fakat Kleopatra, kardeşiyle barışmak istemiyor, bundan önce Sezar'ı etkilemeyi planlıyordu fakat pratikte ona ulaşması oldukça zordu. Sicilyalı kölesi Apollodores'in önerisiyle kendini kilime sardırtarak Sezar'ın huzuruna taşıttı. Sezar, Kleopatra'nın aklından ve cesaretinden oldukça etkilenmişti. Kleopatra'yı erkek kardeşiyle de barıştıran Sezar, onların arasını bozan harem ağasını da öldürttü.
Cesur ve zeki kraliçe, Roma'yı sarsıyordu!
İşte, Kleopatra buydu. Kendini sardırdığı kilim içinde boğulmak üzereyken Sezar'a ulaşmaya cesaret eden bu kadın, tahtını da geri almayı başarmıştı. Tabii bu arada, 50 yaşına gelmiş ve saçları dökülmüş Sezar'la da yatmıştı. Koskoca Sezar'ı kendine aşık eden bu kadının ihtirası Sezar'a Mısır ordusu karşısında kendi gemilerini yaktırmış, çıkan yangın da İskenderiye'deki kütüphaneye sıçramış ve "insanlığın hafızası" kabul edilen bu kütüphanenin bir kısmını alevler yutmuş.
Mısır'ın tek sahibi çalışkan ve azimli kadındı
Yangından sonra Kleopatra'nın kardeşi Nil'de boğulmuş olarak bulundu. Bundan sonra ise Kleopatra tek başına tahta oturdu ve bütün Mısır'ın yönetimini eline aldı. O sırada Sezar'dan bir çocuğu oldu ve minik Sezarion'u alıp Roma'ya gitti. En büyük hayali, iki imparatorluğu birleştirip Büyük İskender'in de hayali olarak bilinen tüm dünyaya sahip olmaktı. MÖ 44''te Sezar ölünce bu hayallerini ertelemek zorunda kaldı.
Eğlenirken zorluklara göğüs gerdi
Sezar ölünce Roma İmparatorluğu, tahta çıkan Octavian (Sezar'ın yeğeni ve resmi evlatlığı) ve Marcus Antonius arasında ikiye ayrıldı. Doğu, artık Marcus tarafından yönetilmekteydi ve ilk işi de Mısır'ı ziyaret oldu. Antonius Kleopatra'ya delice aşık oldu. Kleopatra'nin Antonius'dan da iki kız çocuğu oldu. Bir süre Tarsus'da yaşadılar ve bu yıllarda Octavius'a savaş açtılar. Aktium'da yapılan savaşta Kleopatra ve Marcus kaçmak zorunda kaldı.
Ölümünde bile cesur Mısır prensesiydi
Kleopatra'nın ölümüne dair birçok rivayet var ama en ünlü efsanelerden biri kendini bir yılana sokturarak intihar ettiğiydi. Ama sürekli yanında bir yılanla gezmeyecek kadar zeki bir kadın olan Kleopatra'nın intihar etmek için kendi zehrini yanında taşıdığı düşünülüyor.
Home
» Kraliçe Kleopatra'nın Gizemli yaşamı
» TARİHTE BİLİNMEYENLER
» Kraliçe Kleopatranın Gizemli yaşamı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Blogger tarafından desteklenmektedir.