Carpathia |
Carpathia
Dev bronz pervaneler havaya kalkmaya başladığında, Titanic köprüsünden, sancak tarafında bulunan bir gemi'nin ışıkları görünebiliyordu, gemi'nin Titanic'e olan ortalama uzaklığı 16–24 km civarındaydı. Bu gemi ne radyo iletişimine, nede her 15 dakikada bir fırlatılan roketlere cevap veriyordu.
Bunun üzerine Boxhall ve levazım subayı George Rowe Titanic'deki lambalar ile karşı gemiye mors kodları göndermeye başladı, ancak bu denemede sonuçsuz kaldı. Bu gemi ile ilgili yapılan soruşturmalarda S.S Mount Temple kaptanı Moore ve S.S Carpathia'nın kaptanı Rostron bağımsız olarak ayrı ayrı verdikleri ifadelerde gece karanlığında bu vapurun ışıklarını gördüklerini ifade etmişlerdir.
Ancak her iki kaptanında aynı geminin ışıklarını gördüklerine dair ortada bir kesinlikde bulunamamıştır.Buna ilaveten hem Rostron hem de Moore ek kanıt olarak gün ağardığında (15 Nisan 1912) iki direği ve tek bacası olan bir vapuruda gördüklerini ifadelerinde belirtmişlerdir. Bu anılan gemi'nin çok sık olarak adı geçen ve mürettabatı soruşturmaya uğrayan S.S Californian olup olmadığı çok tartışma konusu olmuştur. (S.S. Californian dört tane direğe sahipti.) Çarpışma gecesi, SS Californian buzdan dolayı ve gece oldugu için duruş yapmıştı ancak Titanic'e oldukça yakındı, vapurun telsiz sistemi, operatör gece uyumaya gittiğinden dolayı kapatılmıştı.
Titanic'in telsiz sistemi (Marconi) daha önceki günlerde bir hasar görmüş, Philips ve Bride bunu düzeltebilmek için tüm gün boyunca uğraşmışlardı. Bunun sonucu olarak geride gönderilmeyi bekleyen çok fazla sayıda mesaj birikmişti. Philips en yakındaki Halifax istasyonundan güçlü bir sinyal alınca mesajları göndermeye başlamıştı.
Californian telsiz operatörü Cyril evans saat 23:00'da yatağa gitmeden önce Titanic'i yollarının üzerinde büyük buzdağları olduğu konusunda hatalı yazılmış bir mesaj ile uyarmaya çalıştı, fakat Cyril, Jack Philips tarafından sürekli kesildi, mesaj hatalı olduğundan kaptan köprüsüne iletilmedi ve geri cevap olarak "Çeneni kapat, şu anda çok meşgulum ve çalışıyorum " cevabı iletildi.Felaket ile ilgili yapılan her iki soruşturmadada SS Californian ve kaptanı Stanley Lord yeterli yardımı yapmadığı için hatalı bulunmuştur. Saat 22:10'da Californian, güneyden gelen bir gemi'nin ışıklarını farketmişti.
Kaptan Lord ve üçüncü subay C.V. Groves bunun bir yolcu gemisi olduğu konusunda mutabık olmuşlardır. Yukarıdada ifade edildiği gibi durmuş olan Californian, gelen gemiyi buz ile ilgili uyarmaya çalışmış, ancak Titanic'in telsiz operatörü (Jack Philips) tarafından azarlanmıştı. Saat 23:50'de Grove gemi'nin ışıklarının yanıp söndüğünü farketti, sanki gemi durmuş veya tamamen kapatılmış gibiydi. Kaptan Lord'un emri ile saat 23:30 ve 01:00 arasında mors ışık kodları gönderildi, ancak hiçbirine geri cevap alınamadı.
Daha sonra yapılan soruşturmalarda ortaya çıkan gerçek ise, Mors lambasının maximum mesafesinin 6 km olduğudur, bu sebepten dolayı Titanic tarafından asla görülemedi. Kaptan Lord saat 23:30'da köşküne istirahat etmek için çekilmişti, ikinci subay Stone görev başındaydı ve saat 01:15'de Lord'u gemi'nin (Titanic) bir tane roket fırlattığına (bunu takiben dört tane daha fırlatılmıştır.) dair uyardı. Lord bu roketlerin bir şirket sembolü olup olmadığını bilmek istedi, bu roketler tanımlama yapmak için kullanılan ve ışık saçan roketlerdi.
Stone roketlerin tamamının beyaz olup olmadığı ile ilgili olarak hiçbir fikrinin olmadığını ifade etti. Titanic'in göndermiş olduğu acil yardım roketleri'nin renkleri farklı idi, o zamanlardaki denizcilik yönetmeliğinin eksiklerinden dolayı, Kaptan Lord'un kafası karıştı ve bu roketlerin acil durum roketi olup olmadığını bilemedi.
Kaptan Lord ekibine izlemeye devam etmelerini ve diğer vapurlara Mors lambası ile sinyal göndermelerini emir etti ve tekrar yatağına çekildi. Saat 01:50'de üç roket daha görüldü ve Stone gemi'nin suyun içinde ilginç göründüğünü not etti. Saat 02:15'de gemi'nin artık görünmediği konusunda Kaptan Lord tekrar bilgilendirildi. Lord ışıkların herhangi bir renginin olup olmadığını tekrar sordu, cevaben hepsinin beyaz olduğu bilgisini aldı. Birinci subay George Stewart saat 05:30'da telsiz operatörü Cyril Evans'i uyandırdı ve gece boyunca roketlerin görüldüğü konusunda onu bilgilendirdi ve bulabileceği gemiler ile iletişim kurmasını istedi.
Frankfurt gemisi Titanic telsiz operatörünün kayıp olduğu bilgisini verdi, bu bilgi hemen Lord'a aktarıldı ve Californian yardım için harekete geçti. Soruşturmalarda tespit edilen ise Californian Titanic'e olan uzaklığı 31 km civarındaydı.
Hakkında Bilinmeyenler
Titanic hakkında birçok karalama yapılmıştır. Henüz gemi nasıl battı ve neler olduğu hakkında net bilgi yok. Titanic hakkında bilinmeyen gerçekler şunlardır:
Filikalar fazlaydı
Titanic büyüklüğüyle ön plana çıkan bir gemiydi. Bu yüzden gemide 20 filika vardı. Tarihçiler devamlı gemide yeterince filika olmadığı söylüyorlar; fakat gemide yasaların gerektirdiğinden fazla filika vardı. Aslında 16 tane filika olmasına rağmen 4 tane daha eklenmişti.
Bu gemiyi tanrı bile batıramaz
Hiç bir mühendis Titanic'e batmaz demedi. Gemiyi yapan Thomas Andrews geminin büyük olduğunu ve sarsılmayacağını söylemiştir. Bir buz dağına çarpınca yoluna devam edeceğini kastetmemiştir. Bu yolcuların düşüncesidir ve devamlı değiştirilmiştir.
Birbirlerine benzeyen Olympic ve Titanic |
Tam yol ileri
Bir teoriye göre geminin kaptanı Edward J. Smith geminin hız rekoru kırmasını istiyordu. Bu yüzden buz dağı uyarılarına kulak asmadı. Amacı geminin hem büyük hemde hızlı olduğunu kanıtlamaktı. Fakat aslında Titanic ağır bir hızla yol alıyordu ve buz dağı uyarılarını dikkate almış rotasını değiştirmişti.
Buz dağı görüldü
Murdoch'un emirleri hala bilinmiyor veya teyit edilemiyor. Teoriye göre gemi ölümcül bir yerden darbe aldı ve battı. Eğer gemi planı dikkatle incelenirse, pruvaya tam bir şekilde eğer buz dağına çarpsaydı geminin su geçirmeyen kapıları işe yarayacak ve gemi batmayacaktı. Ani dönüş geminin 5 komparmanının su geçirmeyen kapıların olduğu bölüm) doğrudan su almasını sağlamış ve su geçirmeyen kapılar işe yaramamıştı.
Pervaneler yetersiz[değiştir | kaynağı değiştir]
Bronz, üçbıçaklı kanat pervanesi . Bronz, dörtbıçaklı orta pervane .
Bakıldığında devasa bronz pervaneler ihtişamlı ve gerçekten güçlüdürler. Ama olası bir ani dönüş için bu dev pervaneler yetersizdir.
Alıntı;http://tr.wikipedia.org/