Esrarı Çözülememiş Olaylar


Dünya’da birçok  ne olduğu anlaşılamamış ve  çözülememiş olay gerçekleşiyor. Bunlar insan mantığıyla açıklanamayan olaylar. Bu liste bunların sadece küçük bir kısmını içeriyor. Olan olayların hepsi gerçek ve gerçekten tüyler ürpertici…



Shanti Deva- Geçmiş Yaşamını Hatırlıyor

Esrarı Çözülememiş  Olaylar

1930 yılında Hindistan’ın Delphi şehrinde yaşayan 4 yaşındaki Shanti Deva, anne ve babasına daha önce Hindistan’ın Mathura şehrinde yaşadığını söyledi. Daha önceki yaşamında 3 çocuk annesi olduğunu ve adının da Ludgi olduğunu söyleyip durunca küçük Shanti’nin ailesi bu olayı araştırmaya karar verdi. Kızın ailesi Muttra diye bir köye gitti ve orada daha önce Ludgi adında bir kadının yaşadığını öğrendi. Bunun üzerine ailesi küçük  Shantiyi bu köye götürmeye karar verdi. 4 yaşındaki küçük kız köye gidince  bir anda o köyün lehçesinde konuşmaya başladı ve çocuklarını ve kocasını hatırladığını söyledi. Eski yaşamı ile ilgili tam 24 kanıt sunarak eski yaşamını hatırladığını da bu şekilde ailesine kanıtlamış oldu.





Gizemli Cüce

Gizemli Cüce

2008 yılında yönetmen Jose Alvarez Arjantin’de bir film çekerken bu tüyler ürpertici cüceyi şanseseri görüntülemeyi başarır. Bu kouyla ilgili El Tribuno gazetesine şunu söyler: “Tam arkadaşlarla balık tutmaya gittiğimiz günden bahsederken biranda bir ses duyduk. Sanki biri taş atıyordu.Tam o anda çimlerin oynadığını gördük, önce onu köpek sandık. Sonradan bu tüyler ürpertici cüceyi görünce gerçekten de hepimiz çok korktuk”Bu cücenin nerden geldiği anlaşılamamış ama daha sonra orada yaşayan yerliler bu cüceden korkmayı bırakıp onunla şakalaşmaya bile başlamışlar.

Freddy Jackson’ın Hayaleti

Freddy Jackson’ın Hayaleti

Yukarıda gördüğünüz fotoğraf 1919 yılında çekilmiş ve Victor Goddard tarafından 1975 yılında bir gazetede yayınlanmış. Bu fotoğraftaki kişiler  1. Dünya savaşı sırasında görevli olan hava takımı. Buraya kadar garip birşey yok. Ancak fotoğraftaki 1 kişinin bu fotoğraf çekildiği zaman orada bulunmasının imkanı yok. Nedeni ise bu kişinin fotoğraf çekilmeden 2 gün önce uçağın pervanesine takılıp ölmüş olması. Evet arka tarafta soldan 4. kişi Freddy Jacskson’dan başkası değil. Bu fotoğraftaki diğer kişiler bu resmi görünce Freddy’i kolaylıkla tanımışlar ve gözlerine inanamamışlar. Anlaşılan Freddy bu grup fotoğrafında bulunmak istemişti. Ölmüş bile olsa!

Overtoun Köprüsü- İntihar Köprüsü

Overtoun Köprüsü- İntihar Köprüsü

The Overtoun köprüsü İskoçya’nın Milton yakınlarında bulunan ve 1859 yılında inşaa edilen en büyük köprü.   Bu köprüyü bu kadar ünlü yapan şey ise açıklanamayan olayların bu köprüde yaşanmış olması.  Bu köprü köpeklerin buradan atlayıp intihar etmesi ile ünlenmiş. İlk olaylar 1950 ile 1960lı yıllarda bildirilmiş. İlk olay Koli (Lessie) cins köpeklerin biranda köprünün tepesinden  15 metre boşluğa atlamalarıyla gerçekleşmiş. Bazı olaylarda kurtulan köpekler de olmuş. Ancak bu köpekler daha sonra  yeniden bu köprüye çıkarak intihar etmeye devam etmişler. Bu olayı daha da ilginç kılan bir diğer nokta ise oradan atlayarak intihar eden bütün köpeklerin hep aynı taraftan ve aynı açıyla atlamış olmaları.  Bazıları bu köprünün perili olduğuna inanıyor. Ancak 1994 yılında bir adam kendi bebeğini bu köprüden atmış. Daha sonrada kendisi atlamış. Bu trajik olayın sebebi de mi Overtoun köprüsü yani? Bazı kişiler ise bu köprünün sırat köprüsü olduğunu düşünüyor. Bazıları geçiyor, bazıları düşüyor bazıları ise hiç uğramıyor bile…

James Worson- Ortadan Kaybolan Adam

James Worson- Ortadan Kaybolan Adam


3 Eylül 1873 tarihinde James Worson adındaki adam 30kmlik bir mesafeyi rekor kırmak için  koşmaya  karar vermiş, çünkü sürekli olarak ne kadar hızlı koştuğundan bahsedip duruyormuş ve artık zaman bunu kanıtlama zamanıymış. 2 arkadaşı Hammerson Burns ve Barham Wise’da onu arkadan atla takip ediyormuş. Yolun yarısına geldiğinde Worson’un ayağı takılmış ve bunun ardından arkadaşları çok garip bir çığlık duymuşlar. Onların daha sonra polise bildirdiklerine göre bu hayatlarında duydukları en korkunç çığlıkmış. Worson tökezleyip yere düşeceğine ortadan bir anda kaybolmuş. Daha sonra eğitimli köpekler bu alanda araştırma yapıp Worson’dan bir iz bulmaya çalışmış ama bu olaydan sonra Worson’u bir daha kimse görmemiş.

Şeytanın Ayakizleri

Şeytanın Ayakizleri

İngiltere’nin Devon kentinde 8 Aralık 1855 gecesi ve bunu takip eden 2 gece karın üzerinde insan ayak izine benzemeyen izler görülmüş. 6 cm genişliğinde, 20 cm uzunluğundaki bu ayak izleri160 km boyunca hep aynı şekilde görülebiliyormuş. Geceyarısından sabaha kadar bedeni görülmeyen bir ayakizi tüm Devon şehrini gezmiş ve ayak izlerini heryere bırakmış. Herkes bu ayak izlerinin sahibini merak etmiş ancak kimse ne olduğu belli olmayan bu şeyi görmeyi başaramamış.  . Bazıları bu ayak izlerinin şeytana ait olduğuna inanılıyor.

Felicia Felix-Zombi

Felicia Felix-Zombi

Vodoo inancına göre ölmüş bir kişi yeniden diriltilip zombi olarak hayatına devam edebilir. Felicia, 1907 yılında henüz 29 yaşındayken ölmüş.  Ölümünden tam 3o yıl sonra köylüler Felicia’yı yollarda sersem bir şekilde ve yanında birkaç kişi ile birlikte yürürken gördüklerini söylemişler. Araştırılan bu olayda bunu gören insanlara  çok güçlü ilaçlar verilerek halüsinasyon görmelerine neden olundu söylentilerinin peşine düşüldüyse de  daha fazla bilgi vermeye istekli bireyler bulunamamış.

UFO

UFO

UFO ların gizemini daha çözen olmadı.Ama tarihte  Ufo gördüğünü iddia eden birçok insana rastlanmıştır.  18 Ekim 1973 yılında Ordu kuvvetlerinde bulunan 4 pilot, Ohio yakınlarında bir UFO ile karşılaştıklarını iddia ederler. Bu olay UFO olayları arasında önemli bir yere sahiptir çünkü hem birden çok kişi tarafından görülmüş hem de tehlikeli bir karşılaşma olmuştur. Bildirilenlere göre uçaktaki dört pilot Ohio üzerinde uçarlarken bir anda kırmızı bir ışık görürler. Bu her nekadar bir uçağın kanatlarına benzese de uçaktan çok daha parlakmış. Bir süre sonra bu parlak ışık ordu kuvvetlerinin bulunduğu helikopterin yanında uçmaya başlar. Hemen alçalan helikopter bu şekilde çarpışmayı da engellemiş olur. Balona benzeyen ve bir otobüs büyüklüğünde olduğu varsayılan bu cisim, aşağıda bulunan insanlar tarafından da doğrulanır. Ancak  olaya net bir açıklama getirelemez.

Hayalet Gemisi – Ourang Medan
Hayalet Gemisi – Ourang Medan

Ourang Medan bir Hollanda kargo gemisiydi ve Endonezya sularında içerisinde bulunan mürettebatı ile birlikte suların derinliklerine gömüldü hem de arkasında  açıklanamayan bir sürü sır bırakarak. Bu gemide tüm mürettebat, köpeklerde olmak üzere suratlarındaki korku dolu ifadelerle suların derinliklerinde bulundular. Neydi herkesi bu kadar korkutan şey? Bir çok insan onları UFO’nun ya da gökyüzünden gelen hayaletlerin öldürdüğünü düşünüyor. Ya da gemide kimyasal bir zehirlenme olmuş olabilir. Hatta bu gemi hiç var olmamış bile olabilir. Bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz!

GEF- Konuşan Yaratık
GEF- Konuşan Yaratık

1931 yılının Eylül ayında Yahudi bir aile James, Margaret ve kızları Voirrey(13) çiftliklerinden devamlı olarak kazı sesleri duymaya başlamışlar. İlk önce bu sesi bir farenin çıkardığını düşünmüşler. Ama daha sonra görünmeyen yaratık farklı sesler çıkarmaya başlamış. Bir bebek gibi ağlıyor , bir hayvan gibi tükürüyor ve bir köpek gibi havlıyormuş. Daha sonra bu yaratık konuşmaya karar vermiş ve kendini Gef olarak tannıtmış, o bir  firavun faresiymiş. Söylediğine göre 1852 yılında Yeni Delphi’de dünyaya gelmiş. Küçük kız Voirrey’nin söylediğine göre ise Gef , küçük bir fareye benziyormuş. Ama bir fareden çok daha akıllıymış .Voirrey bu yaratığı yanına almış ama ne olduğu hiçbirzaman anlaşılamamış. 2005 yılında da ölmüş.

2000 yıllık pil  
2000 yıllık pil 

lman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938’de Bağdat’ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi “dünyanın en eski pili” olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, o dönemlerde pilin icat edilebilme fikri hala gizemini koruyor.

Antik çağ bilgisayarı
Antik çağ bilgisayarı

1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği düşünülüyor.

Geleceği gören harita
Geleceği gören harita

Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis’in 1513’te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu’nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu’nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818’de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis’in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.

Gizemi çözülemeyen mezarlık 
Gizemi çözülemeyen mezarlık

Çanakkale’nin Yenice ilçesine bağlı Seyvan ve Çakıroba Köyleri arasında bulunan ‘Issız Cuma’ cami mezarlığında yaşanan sır dolu olaylar, duyanları şaşkına çeviriyor.

Mezarlığa defnedilen bir anne ve bebeğinin birbirinden ayrı yapılan mezarları, her seferinde yeniden birleşti. 3 yaşındaki kızını toprağa veren anne ise 47 yıl sonra mezarı açtığında şok eden bir olayla karşılaştı.
Çanakkale’nin Yenice ilçesine bağlı Seyvan ve Çakıroba köyleri arasında, 1335 yılında yapıldığı tahmin edilen camiye, etrafta başka yapı olmadığı için ‘Issız’ adı verildi. Eskiden sadece Cuma namazlarının kılındığı caminin adı, daha sonraları ‘Issız Cuma’ oldu.

Issız Cuma bölgesinde bulunan ve en eski tarihli mezar taşına göre yaklaşık 680 yıllık olduğu sanılan mezarlık ise Seyvan köyü tarafından kullanılıyor. Ancak mezarlıkta yaşanan esrarengiz olaylar, duyanları hayrete düşürüyor. Üstelik olayları, birebir tanık olanlar anlatıyor.
Yenice’nin Seyvan köyü’nde 52 yıl önce bir kız bebek dünyaya getiren Hatice Erkek, doğumun ardından kısa süre sonra hayatını kaybetti. ‘Ayşe’ adı verilen minik bebek de doğumdan 20 gün sonra hayata gözlerini yumdu. Ayşe bebek, annesinin yanında kazılan bir mezara defnedildi. Birkaç gün sonra ziyarete giden yakınları, iki mezarın birbirine birleştiğini görünce şok oldu.

Mezarları ayıran aile fertleri, bir sonraki ziyarette, mezarların tekrar birleştiğini gördü. Bu olay birkaç kez tekrarlandıktan sonra, yakınları anne ve kızın mezarlarını olduğu şekilde bıraktı. Minik bebeğin süt annesi Emine Ungurlu yaşananları şöyle anlattı; “Aynı zamanlarda benim de bir oğlum olmuştu. Hatice doğumdan bir süre sonra öldü. Küçük kızı Ayşe’yi birkaç kez ben emzirdim. Birkaç gün sonra o da öldü. Öldükten sonra annesinin yanına defnettiler. Ama iki mezar birbirine değiyor. Ayırıyorlar, yine değiyor. Kaç kez ayırdıklarını bilemiyorum. Ama bakın şimdi yine bir aradalar” dedi. Mezarlığı ziyaret edenler de bu ilginç olay karşısında şaşkına dönüyor.
Seyvan köyünde yaşayan Emine Salı, 1967 yılında, 3 yaşındaki kızını suya düşürdü. Hayatını kaybeden küçük kız, Issız Cuma mezarlığında toprağa verildi.


Acılı anne, kızı Hatice’den geriye kalan tek şey olan saç örgüsüne bağladığı boncuğu, bir iple kızının başındaki mezar tahtasına bağladı. Aile, maddi durumları iyi olmadığı için, aradan geçen sürede kızlarına mezar yaptıramadı. Anne Emine Salı, kızının mezarını yaptırmak için 47 yıl para biriktirdi. Hatice bebeğin mezarı, yeniden yapılmak üzere açıldı. Anne Salı, gördükleri karşısında şaşkına döndü. Kızının mezar tahtasına bağladığı ip ve boncuğun, mezardaki her şey çürümüş olmasına rağmen ilk bağladığı şekilde durduğunu söyleyen Salı, “Bebeğim vefat ettiğinde 4 yaşındaydı. 2 oğlumu ve 1 kızımı gömdüğüm bu mezarlıkta kızımın saç örgüsü bağladığım ipi ile boncuğunu mezarı başındaki mezar tahtasına bağladım. İmkanımız olmadığı için mezarlarını yaptıramadık. Şimdi mezarını yaptırdık. Kızımın 47 yıl önce mezarı başı tahtasına bağladığım ipiyle boncuğunu buldum. Mezar tahtası erimiş bir çomak halini almış ama benim tahtaya bağladığım boncuk ve ip 47 yıl önce bağladığım gibi çürümemiş halde” dedi.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Sayfa Başına Dön
-->